Yaşam

Perslerin Mısırlıları Yenmek İçin Kedileri Kurnazca Kullandığı Pelusium Savaşı!

Mısırlılara üstünlük sağlayarak prestij kazanmak isteyen Pers İmparatorluğu, savaşı kazanmak için kedileri akıllıca kullandı. Nasıl? Gelin birlikte inceleyelim.

Kaynak:https://www.historyskills.com/classro…

Pelusium Muharebesi, antik savaşlarda az bilinen bir çatışma olsa da hem farklı hem de değerlidir.

Bu savaş sadece iki büyük imparatorluk olan İran ve Mısır arasındaki bir çatışma değil, aynı zamanda Pers hükümdarı II. Cambyses’in kurnaz ve stratejik dehasına da bir övgüdür.

Bu savaş, günümüz Mısır’ında Pelusium kenti yakınlarında meydana geldi. M.Ö. 525 yılında yapıldı ve Mısır’da Pers egemenliğinin başlangıcı oldu.

Ancak bu savaşı antik çağdaki diğer birçok savaştan ayıran şey, sadece siyasi ve tarihi sonuçları değil, aynı zamanda Perslerin kullandığı alışılmadık stratejidir.

Ahameniş İmparatorluğu olarak da bilinen Pers İmparatorluğu, antik dünyanın en güçlü ve en büyük imparatorluklarından biriydi.

M.Ö. 6. yüzyılda Büyük Kyros tarafından kurulan imparatorluk, doğuda İndus Vadisi’nden, Yunanistan’ın kuzeydoğusunda sınır olan Trakya ve Makedonya’ya kadar uzanıyordu. Büyük Kyros’un oğlu II. Kambyses, M.Ö. 530 yılında tahta çıktı ve babasının yayılma mirasını, o dönemin diğer büyük gücü olan Mısır’ı hedef alarak sürdürdü.

Mısır 26. Hanedanlığın yönetimi altındaydı ve zengin ve kadim bir tarihe sahipti.

Mısırlılar mimari, matematik ve sanat gibi çeşitli alanlardaki ilerlemeleriyle ünlüydü. Pelusium Savaşı’ndan önce İran ile Mısır arasındaki ilişkiler gergindi.

Firavun Psamtik III yönetimindeki Mısır, Pers genişlemesinin ve potansiyel tehdidinin farkındaydı.

Persler ise imparatorluklarını genişletme konusunda istekliydiler ve Mısır’ın fethini stratejik ve prestij artırıcı bir hamle olarak görüyorlardı.

Eski Mısır’da kediler benzersiz ve saygın bir konuma sahipti. Onlar sadece evcil hayvan ya da kemirgen avcısı değillerdi, aynı zamanda ilahi değere sahip kutsal varlıklardı.

Kedilere duyulan bu derin saygı, Mısırlıların dini inançları ve kültürel uygulamalarıyla iç içe geçmişti ve bu da onları hayvanlardan çok daha fazlası haline getiriyordu.

Mısır’da kedilere “Mau” adı verildi ve tanrıça Bastet ile ilişkilendirildi.

İlk tasvirlerde Bastet aslan olarak, daha sonra ise ev kedisi olarak tasvir edilmiştir. Aynı zamanda firavunu ve güneş tanrısı Ra’yı koruyan tanrıçaydı. Mısırlılar kedilerin kötü ruhları uzaklaştırdığına ve iyi şans getirdiğine inanıyordu.

Kediler konutlarda koruyucu nazarlık olarak muhafaza ediliyor, fotoğrafları sanat ve takılarda kullanılıyordu.

Bir kediyi kazara bile olsa öldürmek büyük bir günah sayılıyordu. Kediler de mumyalanıp sahipleriyle birlikte gömülmüş ve arkeologlar tarafından büyük kedi mezarlıkları keşfedilmiştir.

Pers ordusunun piyadeler, okçular ve güçlü bir süvariden oluşan müthiş bir gücü vardı. Mısır kuvvetleri, daha küçük olmasına rağmen, bir Pers saldırısına hazırlanıyordu.

Perslerin kullandığı savaş stratejisi benzersizdi ve Mısır kültürü ve dini inançlarına dair derin bir anlayış sergiliyordu.

Mısırlıların kedilere ve tanrılarıyla ilişkilendirilen diğer hayvanlara saygı duyduğunu bilen II. Cambyses, askerlerine bu hayvanları cephenin önünde gütmelerini emretti.

Hatta bazı tarihi kaynaklar, İran kalkanlarının üzerine kedilerin ve diğer kutsal hayvanların fotoğraflarının çizildiğini öne sürüyor. Bu stratejinin Mısırlı askerler üzerinde derin bir manevi etkisi oldu. Kutsal hayvanlara zarar vermekten ve tanrılarının gazabını çekmekten korkan Mısırlılar, saldırmaktan çekindiler. Bu tereddüt ve kararsızlık Perslere büyük bir avantaj sağlayarak, Mısırlıların savunmasını aşmalarına ve kesin bir zafer elde etmelerine olanak sağladı.

Pers zaferi, Mısır üzerindeki Pers egemenliğinin başlangıcı oldu.

Mısır güçlü ve kültürel açıdan zengin bir medeniyetti ve onun Pers İmparatorluğu’na eklenmesi ekonomik faydalar sağladı ve imparatorluğun çeşitliliğini artırdı. Askeri yeteneklerini ve stratejik zekasını sergileyen II. Cambyses, hem kendi halkının hem de rakiplerinin gözünde güçlü bir hükümdar olarak konumunu sağlamlaştırdı. Mısırlılar ise bir yabancı yönetimi ve kültürel asimilasyon dönemiyle karşı karşıya kaldı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort